Yazar - fatihagalar.md

Özofagus Travmaları

Korozif Madde Travmaları (Asit Veya Alkali Madde İçilmesi) Asit veya alkali maddelerin yanlışlıkla içilmeleri sonucu oluşur ve oldukça sık görülen patolojidir. Bu maddelerin yaptığı patoloji ve hasarlar kişinin aldığı madde türü, miktarı, yoğunluğu, temas süresine göre değişiyor. Bu maddeler hem vücudu sistemik olarak etkiliyor, hem de yemek borusunda ülserden delinmeye kadar alanda etki ediyor. Tedavide içilen maddenin türüne göre erken dönemde nötralize edici maddeler daha sonrada hasarın boyutuna göre medikal veya cerrahi müdahalede bulunulur. Prof. Dr. Fatih AĞALAR Genel Cerrahi Uzmanı

Özofagus Divertikülleri

Divertikül Nedir? Yemek borusunun bir kısmını kesecik şeklinde çıkmasına divertikül denir. Üç kısımda incelenir.
  • Faringözofagial divertiküller; yemek borusunun üst kısmında oluşur.
  • Midösefagial divertiküller, yemek borunun orta kesiminde oluşur.
  • Epifrenik divertiküller; yemek borusunun alt kısmında oluşurlar.
Hastalığın Belirtileri ve Tedavisi Bu hastalık divertikülün yerleşim yerine göre boğazda takılma hissi, yutma zorluğu, boyunda şişlik, reflü, ağız kokusu vs. yapar. Hastalığın tanısı baryumlu yemek borusu grafisi ve endoskopi ile konur. Tedavi divertikülün büyüklüğü ve yerleşim yerine göre takip ve cerrahiye karar verilir. Prof. Dr. Fatih AĞALAR Genel Cerrahi Uzmanı

Endoskopi

Üst GİS Endoskopisi Endoskop ince bir hortum şeklinde, bükülebilen uç kısmına kamera yerleştirilmiş, ışıklı bir alettir. Endoskopun içinde hava, su ve tel geçişine izin veren kanallar bulunmaktadır. Bu sayede endoskop içerisinden araçlar sokularak görüntü eşliğinde biopsi alınabilir veya kanama odağı görülürse müdahale edilebilir. Buradan anlaşıldığı gibi endoskopi hem tanısal amaçlı hem de tedavi amaçlı olarak kullanılmaktadır. Tanı Amaçlı Kullanım Yerleri
  • Yutma problemleri olanların araştırılması
  • Sürekli mide yanma ve ağrısı
  • Sürekli bulantı, kusma
  • Mide kanaması
  • Kansızlık gibi şikayetlerin nedenlerinin araştırılmasında kullanılıyor.
  • Özelliklede mide ülseri gibi mukozal hasarlar saptanan hastalarda biopsiler alınarak mide kanserleri ile ayırıcı tanı yapılabilir.
Tedavi Amaçlı Kullanılması
  • Aktif mide kanaması olan hastalarda
  • Mide polipi ve erken tümörlerinin eksizyonunda (çıkarılmasında).
  • Yemek borusundaki darlıkların tedavisinde
  • Mide ve yemek borusundaki yabancı cisimlerin çıkarılmasında kullanılır
Endoskopi Öncesi Hasta Hazırlığı Tetkikten önce 6-8 saat kadar aç kalınmalıdır. Hastanın stresini azaltmak amaçlı rahatlatıcı ilaçlar verilebilir. Endoskopiden birkaç dakika önce hastanın boğazına anestezik sprey sıkılarak öğürme refleksi engellenir. Endoskopinin Riskleri Endoskopi invaziv bir tekniktir. Özellikle yaşlı, kalp, akciğer, hipertansiyon, alerjik hastalığı olan hastalarda daha dikkatli olunmalıdır. Endoskopinin yapılışı esnasında nadirde olsa yemek borusu ve midede perforasyon (delinme) gibi riskler vardır. Prof. Dr. Fatih AĞALAR Genel Cerrahi Uzmanı

Özofagus Motor (Motilite, Hareket) Fonksiyon Hastalıkları

Akalazya Yemek borusunun hareket (peristaltizm) ile alt kısımdaki kapak (sfinkter) mekanizmasının bozukluğudur. Bunun sonucunda gıdaların mideye geçişinde zorlanma olur. Hastalık yemek borusunun hareketini sağlayan sinir sisteminin bozukluğu sonucu oluşmaktadır, fakat nedenleri tam olarak bilinmemektedir. Bu hastalarda yutma zorluğu, yediklerinin ağza gelmesi, göğüste yanma, göğüs ağrısı, kilo kaybı gibi şikayetler olur. Tanı
  • Akçiğer grafisi
  • Baryumlu yemek borusu grafisi
  • Endoskopi
  • Manometrik çalışmalar ile tanı konur
Tedavi Tedavideki amaç alt sfinkterin basıncını azaltmaktır.
  • İlaç tedavisi
  • Endoskopik balon dilatasyonu
  • Sfinkter bölgesine botulinum toksin enjeksiyonu
  • Cerrahi yöntemler
Diffüz (Yaygın) Özofagial Spazm Yemek borusunun ani, yaygın ve düzensiz olarak kasılması sonucu oluşan fonksiyon bozukluğudur. Bu hastalığında nedeni tam olarak bilinmemektedir. Hastalarda yutma güçlüğü ve göğüs ağrısı şikayetleri vardır. Özellikle de göğüs ağrısı çok yaygın ve tipiktir. Kalp krizi ile benzer şikayetleri olur fakat ağrının eforla ilgisi yoktur ve çoğunlukla yemekle ilgilidir. Tanı Tanı, yemek borusu basınç ölçümleri ile konur. Tedavi Medikal tedavi-Cerrahi tedavi (temel tedavidir) Prof. Dr. Fatih AĞALAR Genel Cerrahi Uzmanı

Gastroözofageal Reflü Hastalığı

Gastroözofageal reflü hastalığı veya diğer adıyla asid reflüsü mide içindeki asid sıvısının özofagus (yemek borusu) içine geri kaçması ve bunun sonucunda yemek borusunda zarar oluşmasıdır. Tüm sağlıklı insanlarda reflü görülebilir. Sağlıklı insanla hastalık arasındaki ayırım reflünün görülme sıklığı ve bunun süresidir. Reflü Hastalığı Oluş Mekanizması Yemek borusunun alt ucunda mide içeriğinin yemek borusuna geçişini engelleyen sfinkter (kapak) sistemi vardır. Gıda alımı ile bu kapak mekanizması açılır ve gıdalar mideye geçer daha sonra kapak sistemi kapanarak gıdaları yemek borusu, ağza geçişi engellenir. Sağlıklı insanlarda 24 saat boyunca yutmaların %5’i kadarında reflü görülebilir fakat bu hastalık oluşturmaz. Bunun sıklığı ve reflü içeriğinin midede kalış süresi uzadıkça hastalığın şiddeti artmaktadır. Yemek borusunun mukozasındaki (iç yüzü) zararın nedeni mide içerisindeki asid ve proteinlerin sindirimi yapan pepsin ve benzeri kimyasal maddelerin irritan etkilerinden kaynaklanmaktadır. Reflü Nedenleri Ve Oluşmasına Kolaylaştıran Faktörler
  • Mide ile yemek borusu arasında kaslardan oluşan kapak mekanizmasının bozulması, bununda en çok nedeni obezitedir (şişmanlık)
  • Mide asit salgısının artışı
  • Sigara ve alkol kullanımı
  • Mide fıtığı(Hiatal herniler)
  • Mideyi hızlı ve fazla dolduracak şekilde beslenme
  • Yemeklerden sonra sırt üstü yatmak
  • Mide boşalma bozuklukları
Reflünün Belirtileri(Hastanın Şikâyetleri)
  • Reflüsü olan hastada hiçbir belirti olmayabileceği gibi birden çok şikayette olabilir.
  • Çoğunlukla ilk şikayet midede yanma ve göğüs kafesinin arkasında yanma hissidir.
  • Diğer şikayetler ise mideden ağza acı, ekşi sıvı gelmesi,
  • Kronik öksürük
  • Ses kısıklığı
  • Kötü ağız ve nefes kokusu.
  • Boğazda takılma ve yabancı cisim hissi
  • Hastalığı ilerleyenlerde katı gıdaların ağrılı ve zor yutulması
  • Kalp hastalıklarına benzer şekilde göğüs ağrısı olabilir.
Bu şikâyetlerden anlaşılacağı gibi hastalar KBB, Kardiyoloji ve göğüs Hastalıkları polikliniklerine de başvurabilirler. Tanı
  • Reflü tanısı çoğunlukla hastanın öyküsü ile tanınır buna rağmen genellikle ileri tetkikler gereklidir.
  • Radyolojik incelemeler(Röntgen)
  • Yemek borusunun kontrast madde ile röntgen filmi çekilimi
Endoskopi Endoskopi sayesinde hem reflü olup olmadığı hemde reflü varsa onun derecesi görülür ,endoskopi esnasında biyopside yapılabilmesi bu tetkikin en önemli avantajıdır.
  • Yemek borusunda 24 saatlik asit (Ph) ölçümü; burunda yerleştirilen bir katater ile asit seviyesi ölçülerek tespit edilir.
  • Manometre yemek borusunun içindeki basınç ölçmemizi sağlar.
Reflü Hastalığı Tedavi Edilmediğinde Gelişebilecek Problemler(Komplikasyonlar)
  • Yemek borusunda irritasyona bağlı inflamasyon, darlık, ülser, kanama,
  • Asitli mide içeriğinin akciğere kaçması sonucu akciğer enfeksiyonu
  • Uzun dönemde en ciddi sorun olarak “yemek borusu alt ucu kanserleri” gelişimidir.
Reflü İçin Tedavi 1)Basit Önlemler(Yaşam Tarzı Değişiklikleri)
  • Yatak başının yükseltilmes
  • Yatmada önceki 2-3 saat içinde besin ve sıvı alımından kaçınma
  • Sigara ve alkolden kaçınma
  • Kilo verme
  • Yağlı ve baharatlı ağır yiyeceklerden uzak durma
  • Kafeinli gıdalardan uzak durma
  • Dar kıyafetlerden uzak durma
2) Medikal Tedavi
  • Asit salgısını azaltan ilaçlar
  • Yemek borusu alt uç sfinkter basıncını artıran ilaçlar.
İlaç tedavisi hastalığı ortadan kaldırmaktan ziyade hastalığın yol açtığı sonuçları gidermeye yönelik olarak fayda etmektedir. İlaç alımı kesilince hastalığın belirtileri tekrar ortaya çıkmaktadır. 3) Cerrahi tedavi
  • Yeterli medikal tedaviye rağmen “ağza acı su gelmesi” devam ediyorsa ve “hastanın şikayetleri gerilememiş ise”,
  • Hastanın şikayetlerini geriletmek için yüksek dozda ve uzun süre ilaç kullanmak gerekiyorsa
  • Hastanın ömür boyunca ilaç kullanmak istemediği durumlarda,
  • Yemek borusu alt ucunda ileri derecede tahriş (özofajit) ve bunun neticesinde darlık, kanama oluşması,
  • Yemek borusunun alt ucunda ileri derecede irritasyona bağımlı olarak kansere zemin hazırlayan displazili barrett özofagus gelişmişse cerrahi tedavi gerekebilir.
Cerrahi Yöntemler Laparoskopik veya Robotik Cerrahi (Kapalı) Günümüzde çoğu hastada yapılan ameliyat laparoskopik anti-reflü cerrahisidir. Bu cerrahide öncelikle hastanın mide fıtığı varsa onarılır, daha sonraki aşamada mide ile yemek borusu arasındaki bileşke kuvvetlendirilir. Böylece mide içeriğinin yemek borusuna geçişi engellenir. Yapılan ameliyatın adı laparoskopik Nissen fundoplikasyonudur. Üst karın cerrahisinde mümkün olduğu ölçüde açık cerrahiden kaçınmak uygun olur. Prof. Dr. Fatih AĞALAR Genel Cerrahi Uzmanı

Özofagus (Yemek Borusu) Hastalıkları

Özofagus diğer adıyla yemek borusu ağız ile mide arasında bulunan basitçe anlatılırsa içi boş bir tüptür. Bu tüp gıdaların ağızdan mideye geçişini sağlar. Bu fonksiyonu yaparken oldukça kompleks ve karmaşık çalışır. Özofagusun her iki ucunda sfinkter (kapak) mekanizmaları vardır. Üst kapak mekanizması fazla hava yutulmasını engellediği gibi yutma esnasında da yeterli açılmayı sağlayarak gıdaların düzgün şekilde mideye yönlendirilmesini sağlar ve gıdaların nefes borusuna geçişine engel olur. Alt kısımdaki kapak mekanizması da gıdaların mideye geçine izin verir, midedeki gıda ve asidin yemek borusuna, ağza doğru hareketine engel olur. Özofagus çizgili, düz kaslar ve bunların koordineli çalışmasını sağlayan sinir sisteminden oluşmuştur. Özofagus yaklaşık 20-30 cm uzunluğundadır. Yemek Borusu Hastalıklarının Belirtileri(Semptomları)
  • Yutma güçlüğü (Disfaji)
  • Ağrılı yutma(odinofaji)
  • Boğazda takılma hissi
  • Mide yanması(pirozis)
  • Ağza acı-ekşi sıvı gelmesi (regujitasyon)
  • Göğüs ağrısı
Prof. Dr. Fatih AĞALAR Genel Cerrahi Uzmanı

Mide Kanseri

Kötü huylu mide tümörleri. %95’i mide karsinomu olup, geri kalanlar lenfoma ve sarkomlardır. Japonya, Rusya, Çin, Portekiz gibi ülkelerde mide kanseri artmakta iken, ABD, İngiltere, Kanada, Hollanda gibi ülkelerde azalmaktadır. Tüm kanserler arasında 5. Sıradadır. Erkeklerde ve 50 yaş üstünde sık görülür. Etiyolojide çevresel faktörler ve genetik faktörler rol oynar. Konserve, tuzlanmış-kurutulmuş balık tüketimi, tütsülenmiş balık ve etler (kanserojen 3-4 benzopiren), hayvani yağlar, alkol, tütün, obezite, helikobakter pilori infestasyonu gibi diyet alışkanlıkları suçlanır. Taze meyve-sebze, C vitamini ise koruyucudur. Genetik faktörler ise HNPCC ve çeşitli gen mutasyonlarıdır.Bir de predispozan faktörler vardır; bunlar:
  • Kan grubu A olanlar,
  • Atrofik gastrit,
  • Pernisiyöz anemi,
  • Aklorhidri
  • Safra reflüsü
Belirti ve Bulgular Mide kanseri sinsi seyirlidir. Geç belirti verir ve belirtiler de, hastalığa özgü değildir. Karında rahatsızlık hissi, peptik ülser benzeri ağrı, iştahsızlık, halsizlik, kilo kaybı, hematemez (Kahve telvesi renginde kan kusma), gizli kanama, anemi, hepatomegali (Karaciğerin büyümesi), ascites (Karın boşluğunda sıvı toplanması), sarılık gibi metastaz belirtileri görülebilir. Tanı Belirtilerin spesifik olmaması nedeniyle, ileri tanı yöntemleri kullanılır. Baryumlu ÖMD grafileri ve Endoskopi en önemli tanı aracıdır ve özellikle 40 yaş üstünde en ufak mide şikayetinde bile uygulanmalıdır. mide kanseri tansı biyopsi ile konmuş olanlarda hastalığın yaygınlığının araştırılması için Tüm karın tomografisi yanında akciğer tomografisi de gereklidir. Patoloji Mide kanserleri erken mide kanseri (Submukozayı aşmamış) ve ileri mide kanseri (Submukozayı aşmış) olarak sınıflandırılabilir. Tedavi İleri hastalık bulguları olmayanlarda tedavi cerrahidir. Radyoterapi ve kemoterapi cerrahi tedaviyi desteklemek amacıyla kullanılır. Çağdaş kılavuzlarda özelikle midenin üst kısmından kaynaklanan kanserlerde ameliyattan önce kemoterapi ve radyoterapi uygulaması önerilmektedir. Bu yöntemle mide kanserinin sağaltımında daha başarılı sonuçlar elde edilebilmektedir. Cerrahi tedavide total veya subtotal gastrektomi ile birlikte lenfatik drenaj alanı da çıkartılır. Mide kanseri cerrahisi hem kurumsal hem de cerrahi deneyim gerektirir. Deneyimli ellerde komplikasyon oranları düşüktür. Mide kanseri cerrahi tedavisini de mümkün olduğu ölçüde LAPAROSKOPİK VEYA ROBOTİK CERRAHİ tekniği kullanarak yapmak önerilir. Prognoz evreye bağlıdır. Ortalama 5 yıllık yaşam %25-40 olup, erken mide kanserinde sağ kalım %90′dır. Prof. Dr. Fatih AĞALAR Genel Cerrahi Uzmanı   Mide kanseri teşhis ve tedavisi için İstanbul'da Genel Cerrah Prof. Dr. Fatih Ağalar ile iletişime geçebilirsiniz.

Ostonomi: Kolostomi ve İleostomi İşlemleri

Ostonomi Nedir? Ostomi, lümene sahip bir organın cilde ağızlaştırılması amacıyla yapılan cerrahi işlemlerin genel adıdır. Kolostomi kalın barsağın, ileostomi ince barsağın karın duvarına ağızlaştırılmasına verilen isimdir. Kolostomi ve ileostominin ortak amacı geçici veya kalıcı bir süre için barsak içeriğinin karın duvarından boşalmasını sağlamaktır. Ostomiler, kalıcı (hayat boyu) veya geçici (bir süre için) olabilir. Kalıcı Ostomiler genellikle anüse çok yakın rektum kanserlerinde gerekebilir. Ayrıca ülseratif kolit, familial adenomatöz poliposis ( FAP) v.b hastalıklarda da bazen gerekebilir. Geçici ostomiler ise, bir kolon ameliyatını/anastomozunu korumak için birkaç ay süresince kullanılıp, daha sonra tekrar ameliyatla kapatılır. Kolostomi veya ileostomi yapılması gereken zamanda hastalarda üzüntü ve endişe artmaktadır. Çünkü bu tip işlemler hastanın yaşantısını etkilemektedir. Bu zamana kadar gizli bir şekilde devam ettirilen bazı fonksiyonların belirgin hale gelmesi, hastanın mahremiyetinin ortadan kalkması, sosyal hayata geçmekte zorlanma, cinsel yaşamda sorunlar yaşanması gibi endişelerle birlikte hastayı değişik bir yaşamla karşı karşıya getirmektedir. Öncelikle hastaya bu işlemin hayat kurtarmak veya hayatının daha rahat olması için yapıldığı anlatılmalıdır. Kalıcı Kolostomi Sebepleri 1- Anüsün çıkartılması gereken hastalıklar 2- Kolonun son kısmı ve anüsün birlikte çıkartılması gereken hastalıklar 3- Anüs kas yapısının görevini yapamadığı hastalıklar Geçici Kolostomi Sebepleri 1- Kolon( Kalın barsak) tıkanmaları 2- Barsak yaralanmaları 3- Barsak delinmesi 4- Konjenital (Doğumsal) barsak anormallikleri 5- Barsaklarda yapılan ameliyatın iyileşmesini sağlamak 6- Anüs hastalıkları ve yaralanmaları Geçici kolostomi yapılan işlemin tipine göre belirli bir süre sonra kapatılır. Tekrar hasta eskisi gibi anüsten dışkılama yapar. Kolostominin Yeri Kolostomi yeri seçiminde hastalığın tipi kadar hastanın vücut yapısı da etkilidir. Göbek hattının birkaç santimetre altında ve sağda veya solda olabilir. Kolostomi Özellikleri Kolostomi ağzı barsak kırmızı-pembe ise sağlıklı görünümdedir. Başlangıçta hafif kanama olabilir, önceleri ödemli olan barsak, zamanla karın cildi düzeyine kadar iner ve küçülür. Barsağın içine dokunma ile ağrı duyulmaz çünkü barsak yüzeyinde ağrı duyusu yoktur. Ameliyattan sonra genellikle 2. veya 3. günlerde kolostomi çalışmaya başlar. Torbaya önce gaz gelir. Ardından dışkı gelişi başlayacaktır. Bu gelişmeler her şeyin normal olduğunu gösterir. Bundan sonra yapılması gereken, dolan torbanın değiştirilerek yerine temiz bir torbanın konmasından ibarettir. Kolostomi işlemi sonrası veya daha ileri dönemlerde bazı sorunlar çıkabilir. Erken Sorunlar:
  • Barsakda kanama
  • Cilt kenarından ayrılma
  • Barsağın karın içine kaçması
  • Barsak ile cilt arasında abse gelişimi
  • Kolostominin çalışmaması
  • Etraf cilt yüzeyinde tahriş
Geç Sorunlar
  • Kolostomi kenarından fıtık gelişmesi
  • Barsağın dışarıya sarkması
  • Etraf cilt yüzeyinde tahriş
Tıkanma Erken dönemde görülen sorunlar genellikle hastanede olduğundan bunlar yerinde müdahaleyle çözümlenir. Deri tahrişleri değişik pomat ve uygulamalarla düzeltilir. Fıtık gelişmesi, barsağın dışarıya sarkması belirli bir seviyeye kadar takip edilebilir. Eğer ilerlerse cerrahi işlemi gerektirir. Tıkanma nadiren kolostominin kendisinde bir sorun olmadan, beslenme ile ilgili olabilir ve bunlar lavmanlar ile çözülebilir. Ancak, çoğu tıkanma durumunda sebebin teknik hata olabileceği ve bunun da yeni bir cerrahi müdahale gerektireceği unutulmamalıdır. Prof. Dr. Fatih AĞALAR Genel Cerrahi Uzmanı   Kolon (Kalın Barsak) Kanseri, Rektum Kanseri tedavisi için İstanbul'da Genel Cerrah Prof. Dr. Fatih Ağalar ile iletişime geçebilirsiniz.

Kolon (Kalın Barsak) Kanserinde Öneriler

Aşağıdaki durumlarda vakit geçirmeden hastaneye başvurun.
  • Dışkılama alışkanlıklarında değişiklikler
  • Makattan kanamalar
  • Makatta ağrı ve sürekli dışkı hissi
  • Geçmeyen karın ağrısı
  • Karında ele gelen kitleler
  • Nedeni bilinmeyen kansızlıklar
  • Muayene olmaktan, özellikle makattan muayeneden çekinmeyin. Unutmayın sadece bu muayene ile bile erken tanı ve tedavi mümkündür.
Bazı hastalıkların bulguları kanserler ile karışır, bazen de kanserler hemoroid, çatlak gibi iyi huylu hastalıklara yol açarlar. Kesin tanı için ileri tetkik gerekir. Prof. Dr. Fatih AĞALAR Genel Cerrahi Uzmanı   Kolon (Kalın Barsak) Kanseri, Rektum Kanseri tedavisi için İstanbul'da Genel Cerrah Prof. Dr. Fatih Ağalar ile iletişime geçebilirsiniz.

Kolon (Kalın Barsak) Kanseri Tedavisi

Kolon kanserlerinin tedavisi cerrahidir. Acil durumlar dışında, gerekli hazırlıklar ve barsak temizliği yapılarak hastalar ameliyat edilir. Acil durumlarda barsak temizliği yapılamadan cerrahi uygulanacağı için ameliyat şekilleri daha farklıdır. Bazı erken yakalanabilen kanserlerde endoskoplar ile karın açılmadan makattan ameliyat yapılabilir ancak çoğunlukla cerrahi şekli karın açılarak yapılan ameliyatlar şeklindeydi. Ancak son 15 yıldır artık kalın barsak kanserleri LAPAROSKOPİK veya ROBOTİK cerrahi yöntemlerle başarılı şekilde tedavi edilmektedir. Bu iki yöntemle aynı onkolojik başarı yanında ameliyat sonu dönemin çok daha az ağrılı olması, erken taburculuk, erken günlük aktivite ve işe dönüş, ameliyatta kanamanın daha az olması, çok daha iyi kozmetik sonuçların elde edilmesi gibi önemli avantajlar hastalara sunulabilmektedir. Dr. Fatih Ağalar tüm karın ameliyatlarının %80 den fazlasını LAPAROKSOPİK veya ROBOTİK cerrahi ile geçekleştirmiş olup hastalara bu önemli avantajı sunabilmektedir. Ameliyatta, tümörün yerine göre kalın barsağın bir bölümü ya da tamamı çıkartılır. Kalan barsak uçları birbirine bağlanır. Ancak tümörün makata çok yakın olması durumlarında barsakları birbirine bağlamak mümkün olmayabilir. Bazı hastalarda kalıcı kolostomi açılır yani barsak ucu karın duvarına getirililir. Üzerine özel torbalar yapıştırılır.  Bu durumun hayat kurtarıcı olabileceği akılda tutulmaldır. Bazı durumlarda (özellikle acil ameliyatlarda ya da barsak dikişlerinin zor tutacağı düşünülen makata çok yakın olan kanserlerin çıkarıldığı durumlarda) geçici ostomi açılabilir. Bir süre sonra barsak uçları ikinci bir ameliyat ile tekrar birbirine birleştirilerek doğal devamlılık sağlanır. Eğer akciğer, karaciğer gibi başka organlara yayılım varsa, uygun olan hastalarda bunlar da ameliyatla tedavi edilirler. Bu durumda dahi hastalıktan tamamen kurtulmak mümkün olup bu durumdaki bazı hastalarda hastalıktan tamamen kurtulma olasılığı %40'lara ulaşabilmektedir. Cerrahi tedavi sonrası çıkartılan dokular patoloji bölümünce incelenir. Gözle görülmeyen mikroskopik yayılımlar araştırılır. Buna göre kanserin evresi belirlenir ve ek tedaviler planlanır. Bu tedaviler çoğunlukla kemoterapidir (ilaç tedavisi). Bazı ilerlemiş kanserlerde ameliyat öncesi kemoterapi ve radyoterapi uygulanabilir. Bu tedaviler genellikle ameliyat sonrası da tekrar edilir. Bugün Rektal kanserlerde çoğu kez tedaviye ameliyat öncesi dönemde kemoterapi ve radyoterapi ile başlıyor ve tümörün küçülmesi sağlandıktan sonra hastalar LAPAROSKOPİK veya ROBOTİK cerrahi uyguluyoruz. Robotik cerrahi özellikle erkeklerde seksüel fonksiyonları sağlayan sinirlerin çok daha iyi görülmesi ve korunabilmesini sağladığı ve dar bir alanda hareket serbestiyeti sağladığı için avantajlı bir cerrahi yöntem olarak ön plana çıkmaktadır. Kolon (Kalın Barsak) Kanserlerinin Prognozu (Seyri) Kanserin erken tanı konmasına ve tedavi edilmesine bağlı olarak bu hastaların 5 yıllık yaşam şansları %90’a kadar çıkar. Erken tanı konan hastalar tamamen kanserden kurtulabilir. Prof. Dr. Fatih AĞALAR Genel Cerrahi Uzmanı   Kolon (Kalın Barsak) Kanseri, Rektum Kanseri tedavisi için İstanbul'da Genel Cerrah Prof. Dr. Fatih Ağalar ile iletişime geçebilirsiniz.
WhatsApp'dan sorun!